top of page
nöropazarlama-laboratuvarı

Sanal Gerçeklik Kendini Kanıtladı mı?

  • busensumer0
  • 21 Kas 2023
  • 3 dakikada okunur

Sanal gerçeklik (VR), davranışsal sağlığımızı etkileyen bir gerçeklik midir? VR’ın bedene ve beyne etkisiyle ilgili yapılan derleme çalışmalarına göre bu teknoloji psikolojik bozukluların teşhisinde hem de tedavisinde klinik bir başarı göstermiştir. VR, ağrı, yeme ve kilo bozuklukları ve kaygı bozuklukları için mevcut tedavilerle karşılaştırıldığında olumlu sonuçlar sağlamakta ve uzun vadeli etkileri gerçek dünyaya genellenmektedir.


Neden VR bu kadar etkili?

VR, beyinle aynı temel mekanizmayı paylaşır: somut simülasyonlar. Bu teoriye göre, beyin, eylemler, kavramlar ve duygular gibi dünyayı yönetmek ve kontrol etmek için bedenin somut bir modelini oluşturur. VR, gerçek dünyadaki gibi çalışır: bir VR deneyimi, bireyin duyusal hareketlerini tahmin etmek için ona gerçek dünyadaki aynı sahneyi sunar. Bunun için VR sistemi, beyin gibi bedeni ve onu çevreleyen alanı bir model olarak kullanır. Eğer bedendeki varoluş, farklı somut simülasyonların bir sonucu ise, kavramlar da somut simülasyonlardır. VR bir somut teknolojidir ve bu makalede tartışılan yeni bir klinik yaklaşım, beden deneyimini değiştirmek ve bilişsel modellemeyi/değişimi kolaylaştırmak için hedeflenmiş sanal ortamlar oluşturmaktır. Örneğin, maruz kalma terapisi olarak da bilinen sanal gerçeklik maruziyeti (VRE), davranışsal sağlık alanında sanal gerçekliğin (VR) en yaygın uygulamasıdır. VRE, hastanın derecelendirilmiş bir maruziyet hiyerarşisine maruz kalmasıyla klasik maruziyet terapisine benzer. Tek fark, diğer maruziyet teknikleri yerine VR kullanılmasıdır.


Tahmin edici kodlamaya göre, beyin sürekli olarak duyusal girdileri önceden tahmin etmek için bağlam ve bellek verilerine dayanarak dünya modelleri oluşturur. Beyin ve VR arasındaki bağlantıları daha iyi anlamak için bu paradigmaya dayanan simülasyon kavramından yararlanılmaktadır. Bu simülasyonun iki temel özelliği vardır. İlk olarak bu simülasyonlar, duyusal motor deneyimlerin simülasyonlarıdır. Bu görüşe göre, içerdikleri iç organlar/otonomik, motor ve duyusal bilgiler gibi farklı duyusal motor bilgilerini içerir. İkinci olarak, somut simülasyonlar, daha önce beklenen etkiyi üretmiş olan çoklu modal nöral ağları yeniden etkinleştirir. VR, bilgisayar teknolojisini kullanarak insanların içindeymiş gibi hareket edebileceği ve keşfedebileceği bir simüle dünya oluşturur. Başka bir deyişle, VR deneyimi, hareketlerinizin duyusal etkilerini tahmin etmek için gerçek dünyadaki aynı sahneyi gösterir. Bu nedenle VR sistemi, beynin aksine bedenin ve onu çevreleyen alanın bir simülasyonu oluşturur. Daha sonra VR donanımını kullanarak beklenen duyusal giriş sağlanır. Elbette, gerçekçi olması için VR modeli mümkün olduğunca beyin modelini taklit etmeye çalışır: VR modeli beyin modeline ne kadar benzerse birey VR dünyasında o kadar varlık hisseder.

VR, beden deneyimini değiştirme yeteneği nedeniyle bir somut teknolojidir. Ancak, beden diğer nesneler gibi sıradan bir nesne değildir, özel bir statüsü vardır. Beden, dışarıdan (duyular aracılığıyla algılanan beden) ve içeriden (içsel beden, bedenin fizyolojik durumunun hissi, beden bölümlerinin pozisyonunun hissi, vestibüler giriş, bedenin hareket hissi) ve bellekten olmak üzere çoklu duyusal bir şekilde algılanır. Bu, beynin kavramlar yaratmak için kullandığı simülatif kod için de geçerlidir. Bu kod, iç organ/otonomik, motor ve duyusal bilgileri içerir. Eğer kavramlar bedensel simülasyonlarsa ve VR bir bedensel teknolojiyse, hedeflenen sanal ortamlar tasarlayarak kavramları dışarıdan ve içeriden değiştirmeyi kolaylaştırmak mümkün olmalıdır. Fakat şu anda bu olasılığı sınırlayan kritik bir eksiklik vardır:


VR, iç dünyayı değil, dış dünyayı/bedeni simüle eder. VR teknolojisi, görme ve işitme duyularını kullanarak vücudun dışsal özelliklerini yeniden üretmede çok etkili ancak diğer duyuları yeniden üretmede daha az etkilidir.


Sonuç olarak, VR davranışsal sağlık uygulamalarında başarısını kanıtlamış olmasına rağmen hem dış dünyayı hem de iç dünyayı simüle etmek için kullanmak, yakın gelecekte beden deneyimi ve ilgili süreçlerle ilgili yeni klinik seçenekler sunabilir.


Kaynak:

Riva, G., Wiederhold, B. K., & Mantovani, F. (2019). Neuroscience of Virtual Reality: From Virtual Exposure to Embodied Medicine. Cyberpsychology, Behavior, and Social Networking, 22(1), 82-96. http://doi.org/10.1089/cyber.2017.29099.gri

Yorumlar

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin
bottom of page